16 yaşında termal havuza atlayarak dibe çakılan ve boynu kırılan 20 yaşındaki Yücehan Yıldız, doktorların bir daha yürüyemez demelerine rağmen Bakırköy Belediyesi Engelliler Rehabilitasyon Merkezi Hidroterapi Havuzu’ndaki tedavisinin ardından engelliler yüzme milli takımına yükseldi
Doktorların bir daha yürüyemez dediği Yücehan Yıldız, Bakırköy Belediyesi Engelliler Rehabilitasyon Merkezi Hidroterapi Havuzu’ndaki tedavisinin ardından engelliler yüzme milli takımına yükseldi.
İSTANBUL (ANKA) – Doktorların bir daha yürüyemez dediği Yücehan Yıldız, Bakırköy Belediyesi Engelliler Rehabilitasyon Merkezi Hidroterapi Havuzu’ndaki tedavisinin ardından engelliler yüzme milli takımına yükseldi.
16 yaşında termal havuza atlayarak dibe çakılan ve boynu kırılan 20 yaşındaki Yücehan Yıldız, Bakırköy Belediyesi Engelliler Rehabilitasyon Merkezi Hidroterapi Havuzu’na umutla başladığını belirterek, “Buraya geldiğim ilk zamanlar ayakta duramıyordum. Rehabilitasyon Merkezi’ndeki tedavi sürecim olumlu oldu ve hocalarımın da yönlendirmesiyle yüzmeye başladım. Ayağa kalkmak için tedavi uygularken bir anda kendimi uluslararası arenada bularak milli takımımızla Balkan ve Avrupa şampiyonlukları yaşadım. İstanbul’da özel hastanelerde çok yüksek meblağlarla gerçekleştirilen bu hizmeti tamamen ücretsiz yapan Bakırköy Belediyesi’ne ve Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’na çok teşekkür ediyorum. Buradaki tedavi sürecim devam ediyor, inşallah yakında kullandığım tek bastonu da atacağım” dedi.
Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ise hidroterapi havuzunda, konusunda uzman 3 hidroterapistin tedavi uyguladığını belirterek bu hizmetten 2017 yılında bin 388 yurttaşın yararlandığını kaydetti.
Öte yandan Kerimoğlu, hastaların Bakırköy Belediyesi Tıp Merkezi’nde uzman fizik tedavi doktoru muayenesinden sonra hidroterapi havuzuna sevk edildiğini de belirtti.
Haber Kaynağı; www.egitimhaberci.com
05 Mart 2017
//////////////////////////////////////////////////
Yüzmenin engel tanımayan yıldızı; Yücehan
Köşe Yazısı; Ahmet Gülümseyen /2017
Spor-egzersiz normal vatandaşların olduğu kadar, engelli bireylerin hayat kalitesi üzerinde olumlu etkilerini bilimsel araştırmalarda görmek-gözlemlemek mümkün. Fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan gözlemlenen bu etkileşim-gelişimler, bir ölçüde spor-egzersiz yapmayı da zorunluluk hale getiriyor. Bireyin katıldığı her türlü sportif-egzersiz neticesinde ulaştığı denge, kuvvet, esneklik gibi tanımları içerisinde yer alan psiko-motor, toplum içerisindeki davranışlarını etkileyen psiko-sosyal davranışları üzerinde belirleyici olmakta…
Bu tanımların sadece bilimsel araştırma, panel, sempozyum veya ders notu olarak tozlu raflar veya bilgisayarların hafızalarında kalmamalı. Gerçekleştirilen her anlamlı-örnek çalışmalarla gündeme taşınarak, yapılacak yeni adım-hareketlere öncü olması gerekiyor. Tıpkı Yücehan Yıldız’ın derslerle dolu hayat serüveni gibi. TRT’de yayınlanan ‘Engel Yok’ programında onu defalarca izlerken, başarma azim ve gayreti, örnekten de öte derslik hayat hikâyesinin sadece ekranlarda değil, yazıya da taşınması gerekliliği düşüncesine kapıldık… Yücehan Yıldız… Hayali Ronaldo gibi yıldız olmaktı. Onun için daha çok koşup daha çok çalışıyordu. Babası Eyüp Yıldız’a göre futbol onun için önemli bir tutkuydu. Nasıl çalım atıp, nasıl şut atacağı hayali ile okul yılları geçer Yücehan’ın. Öğrencilik yıllarında okul takımlarında forma giymekle kalmaz, Beşiktaş Kulübünün seçmelerine girer ve kazanır. Antrenmanlarını izleyenlerin ‘Bu adam geleceğin büyük yıldızı olacak’ düşüncesine kapılmaları, orta sahada görev alması, fiziği ve kuvvete sahip olduğu yeteneğinin yansımasının kaynağıydı…
Tatil amaçlı gittikleri kaplıcada, hayalleri kadar hayatı da değişir. Derinliği az olan havuza kontrolsüz atladığında boynunu kırdı. Ameliyatı başarılı geçmesine rağmen doktorların teşhisine göre, yüzde doksan felçli ve yatağa bağlı yaşayacaktı. Yoğun bakım ünitesine girdiğimde hiçbir tarafını oynatamıyordu. Babası Eyüp Yıldız’a göre bu bir rüya, uyandıklarında her şey gerçeğe dönüşecekti. Tıp dilinde ‘C5’ denilen boyun bölümünün kırıldığını, artık tamamen böyle kalacağı haberinin şokunu yaşıyordu. Hiçbir tarafı hareket edemiyor, okula gidemiyor, kabullenilmesi zor biz süreçten geçiyordu Yücehan. Allah, kimseye böyle bir imtihanı göstermemesi için dua ediyordu. İnanmışlardı, şifayı Allah veriyor, kişinin gayret gösterme gerekliliğine… Yücehan için hiç yürümeyecek denmesine rağmen, o azminden bir şey kaybetmedi. 2014 yaz aylarında Engelliler Yüzme Eğitim Uzmanı Duran Arslan ile tanışması, onun plan ve programlı şekilde eğitim alması, yüzme şampiyonluğuna kadar uzanacak anlamlı yolculuğunun da başlangıcı oldu. Yüzme bilmiyordu. Hocası Duran Arslan’a göre serbest yüzme stilinin omuriliğine zarar vereceği kanaatiyle, sırt üstü yüzmeye başladığında, 50 metreyi ancak 20 dakikada yüzebiliyordu. Yücehan’ın azmi ve yeteneğini gören hocası, koşu egzersizleri, fitnes ve bisiklet antrenmanlarıyla sağlığı ve yüzme branşında kısa sürede daha fazla yol almasını sağladı… Geçmişinde takım sporu (futbol) yaptığı için, bireysel spora (yüzme) yabancıydı. Buna rağmen doğru eğitimlerle kısa sürede lisanslı sporcu oldu. Antrenörün desteği ile imkânsızı başarması anlamı taşıyordu.
Hocası Duran Arslan, şampiyonaya gitmesine destek oldu. Katıldığı ilk Türkiye Yüzme Şampiyonasında 3 altın madalyanın sahibi oldu. Yıldız sporcu, bambaşka bir duygu yaşıyordu. Yarış bittiğinde birincilik kürsüsünde olmak ona göre büyük mutluluktu. Hiç kimsenin ayağa kalkamaz, yürüyemez dediği Yücehan, azmi ve gayreti ile tekrar ayağa kalkıyordu. Göz kamaştıran çalışmaların yerini kulaçlar, koşmaların yerini havuzda alınan mesafeler alıyordu… Kazadan önce Yücehan Yıldız’ın bir de hayali vardı; üniversite okumak. Bu kadar olaydan sonra, üniversiteye gitmenin hayalden öteye geçmeyeceğini düşünüyordu. Kendi ifadesiyle, en zor anında yanında olanların desteğiyle şimdi o İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğrencisi. Yeni hedefi ise; futbol veya yüzme branşında yönetici olarak Türk sporuna hizmet etmek. Yolun ve bahtın açık olsun yürekli şampiyon…